18 Mart 2009 Çarşamba

Küçük Hayalet Kız


Önceki gün uykuyla uyanıklık arası lavabodan yatağıma dönerken zayıf bir an geldi ve seyrettiğim paranormal videoların etkisiyle; evde karşıma küçük hayalet bir kız çıkar mı diye ürperdim. ne hayaletlere inanırım, ne ölü küçük kızlardan korkarım. yatakta uykulu halde konu üzerine biraz kafa yordum. korkunç küçük kız hayeleti olgusunun filmlerden şartlandığımız için mi korkunç olduğu, yoksa başlı başına korkunç bir olgu mu olduğu hakkında.

yaşayan küçük bir kız çocuğu ip atlar, yeri gelir sessiz sedasız oturur,
çizgi film izler? korku öğesi olarak düşünüldüğünde beyinde alışılmadık bir etki yaptığını düşünüyorum. ölülerden korkmak, bilinmeyen varlıklardan korkmak, üstüne bir de yaşarlarken hiç zarar geleceğini düşünmediğimiz küçük kız etiketi gelince herhalde bu sonuç doğuyor. hayal ürünü korkunç yaratıklar dışında, yetişkin erkek ve kadın hayaleti dışında bir etkisi olduğundan söz etmek istedim.

örnek olarak:

-Lars Von Trier'in danimarka yapımı "Riget" isimli televizyon serisinde spiritualist Mrs. Drugge hastane içinde gezinen küçük kızın ruhuyla haşır neşirdi.

-Hideo Nakata yönetimindeki japon yapımı ringu filminde korkunç öğe yine sadako isminde bir hayalet kız.

-Hideo Nakata yönetimindeki "Honogurai mizu no soko kara" filminde su deposundaki bir hayalet kız anlatılır.

16 Mart 2009 Pazartesi


kimse ölçemedi iki ucun arasını.
olmakla olmamak arasında,
iyilik ile kötülük arasında,
güzellik ile çirkinlik arasında,
bilmekle bilmemek arasında,
karanlık ile aydınlık arasında,
0 ile 1 arasında.

15 Mart 2009 Pazar

Mor Sebzeler

Türkiye'de olmadığı için ne tadını biliyorum; ne fiyatını biliyorum. mor patates ve mor karnıbahar var gevur illerinde. zaten turuncu tatlı patates bile yok ülkemizde şu sıralar, Türkiye'ye bildiğimiz patates bile yeni dünyadan gelmiş oysa. şöyle görüntüleyelim morcukları:

bu da bildiğimiz mor lahana:

14 Mart 2009 Cumartesi

3 adet

son günlerde tadı damağımda kalan 3 şarkı oldu. farklı türlerdeler; hele ki yerli olanı tamamen alakasız. an geliyor müziği hissedemiyorum, müzik duvara çarpar gibi sekiyor benden, çakralarım mı açıldı nedir yine hislendi fındık dallarım. ilk gaza geldiğim şarkı

"prodigy - invaders must die" albümünden omen









ikinci şarkı erkan oğur ile İ. Hakkı DEMİRCİOĞLU'nun söylediği kerpiç kerpiç üstüne kurdum binayı



bu şarkı gönlümü çaldı resmen. bir annenin oğluna söylediği ninni kadar saf, bir dost kadar içten diyelim.





son olarak Trifonic - Parks on Fire

2 Mart 2009 Pazartesi

Özel Güvenlik



16 günlük özel güvenlik personeli kursu gördükten sonra dün sınava girdim. sınavı kazanırsam fotoğraftaki abla gibi üniformayla, armayla,dikkatle, sabırla görev yerinin güvenliğini sağlayacağım hayırlısıyla. sınav az daha iptal oluyordu! nüfus cüzdanım eskimiş; arka cepte taşımaktan soğuk damgası erimiş, bayan amire gel anlat derdini. "sen başkasının yerine mi sınava giriyorsun?" "bu cüzdanın fotoğrafı değişmiş" tansiyonum yükseldi abi! neyse sınavdan geçeyim de; sertifikayı alayım derim. sonrasında silahtı, ek eğitimlerdi derken güvenlik işiyle haşır neşir olacağız tahminen